Sondan başlayalım. “Evrensel kültür mü kaldı, dünyanın bu gericileşmiş durumunda” sorusu hiç de yersiz sayılmaz. Yayılmacılık (emperyalizm) dilediği halkı bombalıyor, kıyıma uğratıyor. Ortaçağdan pek de üstün olmayan günümüzün cilası ise uygulayımbilim (teknoloji) gelişmeleri. Cep telefonu, bilgisayar, otomobil…insanlığı gelişmiş göstermeye araç kılınıyor. Oysa gelişmişlik apayrı bir nitelik. Olan bitenle ilgisi yok.

Konumuz olan halkbilime (folklor) ve Oğuz Tansel’in emeğine yaklaşım denerken dayanak aşamaları oluşturuyoruz. Yaklaşımımızın özgünlüğü günümüz koşulları üzerinden çözümlememize bağlı. İnsanlığın özellikle son otuz yılı okyanus ötesinde belirlenen “kimlik” siyasetiyle biçimlendirildi. Hem de ne biçimlendirilmek; kan, acı, gözyaşı… Salt siyasa olarak görülemez; projedir, kültürü de kesin kapsar.

Bu postmodern yapay yaklaşıma göre toplumların yaşam ilişkilerinde ileri-geri diye bir ayrım yoktur. Her yaşam biçimi “saygındır.” (Buna göre sözgelimi sağaltım konusunda bilim yerine şaman, muska, dua, ayin, büyü…yöntemlerini benimsemek de saygındır. Demokratik, bilimsel kurumlar yerine şef, şeyh, kral, buyurgan, ağa…yönetimleri de saygındır.) Tümü “kimlik”tir. Modernizm ve bilim kimlikleri baskılamış, dışlamıştır. Kimlikler (etnik, dinsel, mezhepsel, cemaatsal…) özgür olmalıdır.

Halkbilim ilk bakışta sözkonusu postmodern kullanıma elverişli bir alan gibi görünse de özü dolayısıyla öyle değildir. Tam tersi işlev görür, demek de yanlış olmaz. Birçok nedeni vardır.

  • Halkbilim çalışmaları toplulukların, halkların birbirini tanımalarını sağlar. Birbirini tanımayan sevemez.

  • Halkbilim halkların özgün ve ayrı yanlarından da çok, belki de benzerliklerini ortaya koyabilir. Kuşkusuz birebir benzerlikten söz etmiyoruz.

  • Halkbilim bu bağlamda ulus örgütlenmesinin karşıtı değildir; ulus bütünlüğünü besleyicidir. Anımsayalım, kimlik siyasalarının dolaşıma girişinden onyıllar önce de halkbilim vardı.

  • Halkbilim devingendir, durağan değildir. Yaratıcısı halk tarafından yeniden yeniden oluşturulur. Olumsuz yanlar varsa arındırılır. Oysa bir edebiyat yapıtının bile özünü onarma olanağı bulunmaz.

  • Halkbilim değerler taşıyıcısıdır. Özellikle çocukların gereksinimi büyüktür.

Sayılmaya çalışılan niteliklerin, yapıtlarında belirgince gözlendiği Usta Halkbilimci-Ozan Oğuz Tansel (15 Şubat 1915-30 Ekim 1994) Türk kültüründe çok özgün ve verimli bir kişiliktir. Oğuz Tansel’de (tıpkı Pertev Naili Boratav’da, Sedat Veyis Örnek’teki gibi) Türk Devriminin evrensel kültür yaklaşımının izleri açıkça görülür. Bu yansıma Anadolu’nun tüm kültür ve uygarlıklarının benimsenmesi ve özümsenmesi; Türk kültürünün anılan birikimle ilişkisinin ortaya çıkarılması; çalışmaların, yapıtların Türkiye toprağının tarihine ve gerçeklerine yaslanması anlayışına dayanır ki tümüyle bilimseldir.

Oğuz Tansel ödünsüz bir Türkçe ustası ve tutkunudur. Yeni sözcükler türetir, dilin sınırlarıyla oynamayı, dili işlemeyi sever. Şiirlerinde ve masallarında öz Türkçe sözcüklere büyük önem verir. Ayrıca kendi türettiği sözcükler kullanır. Kındam, üğrelemek, özek, büngüldemek, şıvşıv, urun, ölgenlik, keler, yönet, tamu, yılbırdamak, boncukcalba, ıramak, sınat, güzleyin, yumuşçu, giyit, küşümlenmek, böğeleyin, üğrelenmek, esenle(ş)mek, farda, kıyadalamak, metel, zeneyet, bile, çalba, eşkin, sur, çıdam, örüzger, yağı, tutarga, tamu, bar, yetik, bellik, ağnamak, ivedilenmek, anar, vb. sözcükler buna örnektir. (Yadırgadığımız sözcükler varsa bu, Türkçeye yabancılaşmamızdandır.) Mavi sözcüğü ise güzele, iyiye, doğruya dair anlamlar içeren bir boyut kazanır. Onun yapıtlarında Atatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu’nun Derleme ve Tarama sözlüklerinin somutlaştırdığı Türkçenin varsıllığı gerçeği Tansel’i deyim yerindeyse uç denemelere yöneltmiştir. Yüzyıllar sonra anadiliyle, Türkçesiyle yazılı alanda yeniden buluşan ulus için Oğuz Tansel büyük bir kazanımdır, şanstır. Rahatlıkla dillendirilebilir: Oğuz Tansel Türkçenin uçbeyidir!

40 Kuşağının toplumcu gerçekçi ozanları arasında sayılsa da Oğuz Tansel’in, 40 Kuşağıyla da yer yer örtüşmeyen, lirik ve kendine özgü bir şiiri vardır. Şiiri masallarını (ki yoğun biçimde masallar derlemiştir), masalları şiirlerini etkiler. Masallarının şiirselliği ise apayrı bir güzelliktir, Türkçe şölenidir.

Oğuz Tansel masallarımızı eğitsel erek yönünde en güzel biçimde işler. Giderek korkudan, boş inançlardan arıtarak çocukların gelişimine en uygun duruma getirmiş olur. Bu masallarla çocukların düş dünyaları varsıllaşır. Türkçemizin doyulmaz çağrışımlarını yaşarlar. Tansel sevgi, kardeşlik, eşitlik, adalet ve doğa sevgisini, tutkusunu yayar.

Değerli Yazar Adnan Binyazar’ın şu düşüncesi, ne denli yinelense yeridir: (Oğuz Tansel), “bir kanadı halk, bir kanadı duygu, bir kanadı bilgelik, üç kanatlı bir masal kuşu”dur.

Türk Dil Kurumu Çocuk Yazını Ödülü ilk kez 1977’de Al’lı ile Fırfırı ile Oğuz Tansel’e verildiğini de anımsatalım.

Özelde masalları, genelde ise Türk halkbilim birikimini çağcıl ve özgün bakışla yeniden işleyerek gereken üstün düzeye ulaştırmak, Tansel’in başat amacıydı.

Anadolu toprağına sağlam basmanın önemini vurguladığı bir söyleşisinde, Sümerlerden, Friglerden, Selçuklulardan, Osmanoğullarından gelen “Anadolu halk kültürü denizi”ne dayanmak gerektiğini belirtir. Bu anlayışı “[S]anatın bütün dallarında vazgeçilmez en köklü ilke” sayar. (Korkmazgil, 1976). Yetkin birikimiyle, sözkonusu yaklaşım yönünde, insancı, eşitlikçi bilinciyle benzersiz yapıtlar yaratır.

Tansel’le ilgili şu belirleme de çok ilgi çekicidir:

Ünlü yazar, araştırmacı, ozan Oğuz Tansel: ‘La Fontaine’e mal edilen, dünya çocuklarına ve Türk çocuklarına ezberletilmeye çalışılan çok bilinen masalları, 16. yüzyıl yazarlarından Geyve Sipahisi Güvahi Yazmaları’nın özgün kopyalarında buldum’ derken, ‘Batı Uygarlığı’nın temeli sayılan Yunan Söylencebilimi (Mitoloji, Efsanebilimi)ne kaynaklık etmiş olan bu masallar, asırlar önce Osmanlı Türkleri tarafından derlenip, kayıt altına alınmışlardır…’ değerlendirmesini yapar” (Balaman, 2011).

Yine birçok usta yazar Oğuz Tansel’in masallarındaki şiirselliğe vurgu yaparlar. Fakir Baykurt “…şiir gibi bir dille yeniden yazdığı masallar” (Baykurt, 1996: 15), Ümit Sarıaslan “Masallardaki insan sıcaklığına dokunmak, gözelerine sinmiş şiirin büyüsüne varmak” (Sarıaslan, 1996: 22-23) biçimindeki vurgularıyla bu varsıllığı belirtirler. Berin Taşan ise şöyle yazar: “Derin dünya ve Türk halk bilgisini, şairliğini, Türk diline olan vurgunluğunu bilinçle ve özümseyerek derlediği masallara da katmasını bilmiştir (Taşan, 1996: 90).

Can dostu Metin Eloğlu, Tansel’in kitaplarına yazdığı güzel yazıda, masallardaki şiirsel anlatımı ve bunun oluşturduğu yepyeni çağrışımları saptar: “Oğuz Tansel’in masallarındaki özsu ta Türkeli uygarlıklarının gelişken halk yaratıcılığının kaynaklarından besleniyor ya; o, aydın-düşünür-sanatçı bileşiminin şaşmaz yordamıyla, ozanlığının seçkin payandalarını da bu tutkusal uğraşa ekleyerek, değişik tadda cıvıltılı bir yeni masal tanımını saptıyor, irdeliyor,-bir bakıma somutlaştırıyor” der.

Oğuz Tansel’in çocukları Prof. Dr. Aysıt Tansel, Çiğdem Tansel (ne yazık ki yıllar önce yaşamını yitirdi, saygıyla anıyorum) ile yine usta bir Yazar-Çevirmen Ülkün Tansel olağanüstü çabalarıyla, babalarının yayımlanma olanağı bulunamamış yapıtlarını da gün ışığına çıkardılar. Baskısı tükenmiş kitaplarını yeniden yayımladılar.

Önceki kitaplarına girmeyen şiirleri “Dağı Öpmeler” adıyla okura ulaştı. Masal yapıtları “Altı Kardeşler”, “Üç Kızlar”, “Yedi Devler” ve “Mavi Gelin”in yeniden basımları yapıldı. Seçme şiirleri “Masal Dünyası” adıyla Türkçe ve İngilizce yayımlandı. “Canım Oğuzcuğum – Oğuz Tansel’e Mektuplar” adlı kitap, dostu Metin Eloğlu’nun Oğuz Tansel’e mektuplarından oluşuyor. “Zakkum Çiçeği Tan Yerinde Antalya Dolayları Üzerine Şiirler” Oğuz Tansel’in Antalya şiirlerini içeriyor.

Oğuz Tansel’in belirttiği, halk ekinine dayanan sanat düşüncesinin karşısına, küreselleşmeyle birlikte, insandan, toplumdan yalıtılmış bir sığ anlayış çıkarıldı. Geleneğin olumlu değerlerinden ve bilgisinden uzaklaştırılan insanlık, tüketim toplumunun tek boyutluluğuna, anamalcılığın ekinsel mantığına yazgılı kılındı. Ortak kaygı ve durumların güzelduyusal kalıtını oluşturması gereken sanat, şiir, halkbilim; ayrıştırmanın, farklılaştırmanın, dışlamanın, moda deyimle “öteki”leştirmenin aracı oldu.

Oğuz Tansellerin ömürlerini verdikleri düşüncelerin, yarattıkları evrensel nitelikteki yapıtların önemini artırıyor. Günümüz insanlık ekininin bu birikime büyük gereksinimi var.

Onun sanatında masal ve şiir iç içedir, sarmaşdolaştır. Masal Dünyası adlı şiirinde masallara olan tutkusunu nasıl da güzel dillendirir: “O masadaki güvercinler mi / Böyle hür dolaşan bu göklerde / Yıkanırlar maviliklerde; / Bir kıral kızı kimi, / Kimi şehzade sevgilisi, / Hatıralar gibi uçtular kanat kanat… / Bir halk türküsünde kaybederim kendimi / Bir masal dünyasında yaşar, / Bir halk türküsünde bulurum seni.

Bu satırların yazarı, Hasan Hüseyin Korkmazgil’in Ankara Maltepe Camisindeki tabutu başında nöbet tutanlardan biriydi. Tansel’in kaleminden, Ümit Sarıaslan Ağabeyden öğreniyorum ki meğer Oğuz Tansel de oradaymış. Korkmazgil ile dostlardı. Büyük acı duymuştur. Yıllar sonra yapıtları üzerine yazdık, yazıyoruz. Sarıaslan’ın yazdığı gibi, evet, nereden bilirdik…

GÜNAY GÜNER

1 Kasım 2018

Oğuz Tansel’in Başlıca Yapıtları:

Şiir: “Savrulmayı Bekleyen Harman” (1953), “Gözünü Sevdiğim” (1962, Dost Yayınları), “Sarıkız Yolu” (Toplu Şiirler, 1986, Yaz Yayınları), “Dağı Öpmeler” (1999, Yapı Kredi Yayınları), “Mutluluk Peşinde” (Seçme Şiirler, 2005, Evrensel Basım Yayın),

Masal: “Altı Kardeşler” (1959, Dost Yayınları), “Yedi Devler” (1962, 2003, MEB Yayınları), “Üç Kızlar” (1963, Dernek Yayınları), “Mavi Gelin” (1966, Yaz Yayınları), “Al’lı ile Fırfırı” (2 cilt, 1976; 2012, Elips Kitap), “Bir de Varmış İki de Varmış” (A. Özyalçıner ve diğerleri ile, 1979, 2006, Boyut Yayın), “Çobanla Bey Kızı” (1985), “Konuşan Balıkla Yalnız Kız” (1985).

Uyarlama: “Bektaşi Dedikleri” (Şiirleştirilmiş Bektaşi Fıkraları, Metin Eloğlu ile, 1970; Evrensel Basım Yayın, 2004; İş Bankası Kültür Yayınları, 2007).

Kaynaklar:

Balaman, Ali Rıza, “Karşılaştırmalı Kore ve Türk Masallarına İlişkin Kimi Gözlemler”, 1. Uluslararası Asya Dilleri Edebiyatları Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 2011

Korkmazgil, Hasan Hüseyin, “Bir Masal Ustası, Oğuz Tansel” 1976, Yeni Halkçı Gazetesi, Ankara

Üç Kanatlı Masal Kuşu: Oğuz Tansel”, Hazırlayan: Metin Turan, 1996